TEPELTEPE’NİN TARİHİ:
Malazgirt
Savaşının kazanılmasıyla birlikte Türkler oba oba,oymak oymak
Anadolu’ya gelmeye başlamışlar, çok kan dökerek Anadolu’yu yurt edinerek
bizlere teslim etmişlerdir.Türklerin ilk geldiği yerlerden birisi de
hiç şüphesiz ki Şebinkarahisar çevresi’dir.
Bölgenin ele geçirilmesiyle birlikte Türk
boyları da gelerek yerleşmeye başlamışlar,oraları yer yurt
edinmişlerdir. Merhum Hasan Tahsin OKUTAN, ‘’ Şebinkarahisar ve Civarı
Tarih, Coğrafya,Folklor:Adlı eserinden alıntı yaparak devam edelim:
‘’’1075 ‘ (467) den 1085 (478) e kadar geçen on yıllık bir müddet içersinde Türkler bu bölgelerde Orta Asya’dan ve Azerbaycan taraflarından akın halinde gelmekte olan Türk boylarını yerleştirmeye çalışmışlardır.
Gerek bu zamanda ve gerekse daha sonraları Şebinkarahisar’ a ve havalisine gelmiş olan başlıca Türk oymakları ve yerleştikleri bölgeler aşağıda gösterilmiştir :
1 – Afşar veya Avşar oymağı: İş gören ve atılgan anlamına gelen bu oymak halkı Suşehri’nin Avşar, ve Akşar köyleri havalisi ile Tamzara’ya yerleştirilmişlerdir. Alucra, Giresun, Şiran ve havalisine de bu oymaktan önemli kollar iskan edilmiştir.
2 - Çepini veya Çapan oymağı: Pehlivan, yiğit ve kahraman anlamına gelen ve Ş.Karahisar’ ın en esaslı Türk kollarından birini teşkil eden bu oymak halkı merkez kasabaya ve mevcut köylerin hemen hepsine yerleştirilmişlerdir.
Bu gün burada çokça olarak kullanılan “işin altını fazla karıştırma, sonucu çopanoğlu çıkar” şeklindeki dönüp dolaşan atasözü, burada var olan Türk boylarının kökünün Çapanoğullarına dayandığının açık bir ifadesidir.
Bu oymağın önemli bir kısmı da Çorum, Yozgat ve Gümüşhane’ye ve havalisine yerleşmişlerdir.
3 – Karaöylü veya karlı oymağı: Kara evli veya kara çadırlı anlamına gelen bu oymak halkından bir boyu Ş.Karahisar’ın Bige, Köpekli, Karlı, Karaköy, Ozanlı Kezanç, Kuzgeçe köylerine ve havalisine yerleşmişlerdir.Diğer boyları da Erbaa, Niksar, Reşadiye, Çarşamba, Fatsa, Ünye ve Tokat yönlerine geçmiş ve yerleşmişlerdir.
4 – Kızık oymağı: İşine kavi ve kazaplı anlamına gelen bu oymak halkı; Bayhasan, Kızık, Etir ve Düzgevezit köylerine yerleşmişlerdir. Suşehri, Zara, Sivas, ve yönlerine de bazı boyları yerleşmiştir.
5 – Kınık oymağı: İnat, cesur ve kahraman anlamına gelen bu oymak halkı da Çapanoğlu derecesinde Ş.Karahisar’ın esaslı Türk kollarından biridir. Önemli bir kısmı Kınıklar köyü ile Dikmen tepesi etrafındaki köylere yerleşmişlerdir. Burayı ilk zapteden Danişment oğulları ve Selçukiler de bu oymaktandırlar. Anadolu’nun dört bir tarafına dağılmışlardır.
6 – Salur oymağı: Saldırıcı atılgan anlamına gelen bu oymak halkı Suşehri’nin Hünü (hun) ve Refahiye’nin Salur köylerine ve havalisine yerleşmişlerdir.
Salur dede veya Salur han Hünü’de yatmaktadır. Halk tarafından her zaman ziyaret edilir, Karamanoğulları bu oymaktandırlar.
7 – Çavdur veya Çavdar oymağı: Şanlı ve namuslu anlamına gelen bu oymak halkı da Mesudiye’nin Çavdar köyüne Çorum ve havalisine yerleşmişlerdir.
8 – Kargın oymağı: Derin ve çok bol anlamına gelen bu oymak halkı Ş.Karahisar’ın Tepeltepe, Hocaoğlu, Yumrucaktaş köyleriyle Koyluhisar’ın Sökün, Kargın köyleri ve havalisine yerleşmişlerdir. ‘’
‘’’1075 ‘ (467) den 1085 (478) e kadar geçen on yıllık bir müddet içersinde Türkler bu bölgelerde Orta Asya’dan ve Azerbaycan taraflarından akın halinde gelmekte olan Türk boylarını yerleştirmeye çalışmışlardır.
Gerek bu zamanda ve gerekse daha sonraları Şebinkarahisar’ a ve havalisine gelmiş olan başlıca Türk oymakları ve yerleştikleri bölgeler aşağıda gösterilmiştir :
1 – Afşar veya Avşar oymağı: İş gören ve atılgan anlamına gelen bu oymak halkı Suşehri’nin Avşar, ve Akşar köyleri havalisi ile Tamzara’ya yerleştirilmişlerdir. Alucra, Giresun, Şiran ve havalisine de bu oymaktan önemli kollar iskan edilmiştir.
2 - Çepini veya Çapan oymağı: Pehlivan, yiğit ve kahraman anlamına gelen ve Ş.Karahisar’ ın en esaslı Türk kollarından birini teşkil eden bu oymak halkı merkez kasabaya ve mevcut köylerin hemen hepsine yerleştirilmişlerdir.
Bu gün burada çokça olarak kullanılan “işin altını fazla karıştırma, sonucu çopanoğlu çıkar” şeklindeki dönüp dolaşan atasözü, burada var olan Türk boylarının kökünün Çapanoğullarına dayandığının açık bir ifadesidir.
Bu oymağın önemli bir kısmı da Çorum, Yozgat ve Gümüşhane’ye ve havalisine yerleşmişlerdir.
3 – Karaöylü veya karlı oymağı: Kara evli veya kara çadırlı anlamına gelen bu oymak halkından bir boyu Ş.Karahisar’ın Bige, Köpekli, Karlı, Karaköy, Ozanlı Kezanç, Kuzgeçe köylerine ve havalisine yerleşmişlerdir.Diğer boyları da Erbaa, Niksar, Reşadiye, Çarşamba, Fatsa, Ünye ve Tokat yönlerine geçmiş ve yerleşmişlerdir.
4 – Kızık oymağı: İşine kavi ve kazaplı anlamına gelen bu oymak halkı; Bayhasan, Kızık, Etir ve Düzgevezit köylerine yerleşmişlerdir. Suşehri, Zara, Sivas, ve yönlerine de bazı boyları yerleşmiştir.
5 – Kınık oymağı: İnat, cesur ve kahraman anlamına gelen bu oymak halkı da Çapanoğlu derecesinde Ş.Karahisar’ın esaslı Türk kollarından biridir. Önemli bir kısmı Kınıklar köyü ile Dikmen tepesi etrafındaki köylere yerleşmişlerdir. Burayı ilk zapteden Danişment oğulları ve Selçukiler de bu oymaktandırlar. Anadolu’nun dört bir tarafına dağılmışlardır.
6 – Salur oymağı: Saldırıcı atılgan anlamına gelen bu oymak halkı Suşehri’nin Hünü (hun) ve Refahiye’nin Salur köylerine ve havalisine yerleşmişlerdir.
Salur dede veya Salur han Hünü’de yatmaktadır. Halk tarafından her zaman ziyaret edilir, Karamanoğulları bu oymaktandırlar.
7 – Çavdur veya Çavdar oymağı: Şanlı ve namuslu anlamına gelen bu oymak halkı da Mesudiye’nin Çavdar köyüne Çorum ve havalisine yerleşmişlerdir.
8 – Kargın oymağı: Derin ve çok bol anlamına gelen bu oymak halkı Ş.Karahisar’ın Tepeltepe, Hocaoğlu, Yumrucaktaş köyleriyle Koyluhisar’ın Sökün, Kargın köyleri ve havalisine yerleşmişlerdir. ‘’
Yukarda görüldüğü
gibi Tepeltepe, Hocaoğlu , Yumrucaktaş, Sökün, Kargın Köyleri aynı
oymaktan gelmektedir.Zaten 1832 yılında yapılan Şebinkarahisar nüfus
sayım defterinde görülür.Elbette ki bu konu çok güncel bir konu araştırılması ,yazılması ,tartışılması gerekir.
Şebinkarahisar
çevresi ;Selçuklular zamanında olsun,beylikler zamanında olsun ,hatta
Osmanlının ilk dönemlerinde olsun hep kargaşanın olduğu bölge olmuştur.
Bu yüzden de bölgede sürekli haraketlilik vardır.Taki bu süreç Fatih
Sultan Mehmet’in Otlukbeli savaşında ( 1472) Uzun Hasan’ ı yenmesine
kadar devam edip gider.Bölge güçler dengesi açısından sürekli el
değiştirmiş,her taraf viran olmuş ,köyler
boşaltılmıştır.Mesela:Karahisar-i Şarki’ nin ilk tapu tahrir defterine
T.T.37(1485), baktığımızda; Karahisar-ı Şarki’ ye bağlı 466 köy
vardır.Bu köylerin 55’inin boşaltılmış olduğu,yine 127 köyünde hariçten
kullanıldığı görülmektedir. Yine aynı defterde; Karahisar-ı Şarki’ ye
bağlı 84 mezra vardır. Bu mezraların 29’unun boşaltılmış olduğu,yine 7
mezranın da hariçten kullanıldığı görülmektedir. Oysa aradan bir asır
geçmemesine rağmen;T.T.478 (1569) baktığımızda: Karahisar-ı Şarki’ ye
bağlı 590 köy ve 313 mezra vardır.Bu köylerin hiç birinin boş olmadığı
görülür.
Tepeltepe
Karyesi , TT.37(1485) tapu tahrir defterinde hariçten görülür.1520’a
geldiğimizde yerleşik hayatın olduğu anlaşılır.1547’ de 5 hane
olduğu;1569 tarihli t.t.478 ‘de de Tepeltepe’nin 14 hane olduğu
anlaşılır.Hakeza Kavunluk karyesi’nin de de ,aşağı yukarı aynı şeyler
vardır.(8 hane)
Bu tapu tahrir
defterlerine göre; Tepeltepe ve Kavunluk karyeleri Karahisar-ı Şarki
Sancağı’nın Gevezid (Dona=doğa) Nahiyesine bağlıdır. Daha sonraki
defterlerde de Tepeltepe ve Kavunluk Karyeleri, Karahisar- ı Şarki
Merkez kazasına bağlanmıştır.
Tepeltepe köyü
Şebinkarahisar’ın en eski yerleşik Türk köylerinden birisidir.Tapu
Tahrir defterlerinde diğer köylerle kıyasladığımızda bunu açıkça
görebiliriz. Köyün içinde hiçbir azınlığın (gayri müslim) olmadığı
anlaşılıyor.Bu sonucu tapu tahrir defterlerinde geçen isimlerden
anlayabilmekteyiz.
Gerçi Osmanlı
toprak sistemine bakılınca köylülerin toprak alıp satma yetkisine sahip
olmadığı,köylülerin o bölgenin tımarına çalıştıkları düşünüldüğünde,
köylerdeki insanların sürekli yer değiştirdikleri düşünülebilir.Hem
insan sayısının az olması hem de köylerin boş olmasına
bağlayabiliriz.Yine savaşların çok olması ve hastalıkların yaygın olması
vb. sebeplerden dolayı zamanına göre oldukça çoktur.Şu anki Tepeltepe
nüfusuna kayıtlı olanların o zamanki insanların torunları olduğu
birazcık şüphelidir.Yarı göçebe yaşayan bir toplumda bir yerden bir yere
gidilmesi kolay olsa gerek.Kısacası;nüfus harekatlı olduğu için
bölgeler arasında göçler çok olmuştur.
Kimin nereye
gittiği ,kimin nerden geldiği çok ciddi manada araştırılması gereken bir
konudur.Bu konuda yeni araştırıcılara hiç şüphesiz çok büyük görevler
düşmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder